Programdan satır başları şöyle...
RUSYA UKRAYNA SAVAŞI’NIN EN ÇOK ETKİLENENİ TÜRKİYE OLACAK
Bugün Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin altıncı günü. Dün 248 öğrencimiz yurda döndü. Bunun yanı sıra dünyanın pek çok yerinde Rusya karşıtı eylemler oldu. En büyük Rusya karşıtı eylem Almanya’nın başkenti Berlin'de bir araya geldi. Biz Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yanayız ancak şunu burada bir kez daha söylemek istiyorum: Biz Yurtta sulh cihanda sulh diyen Atatürk’ün ilkelerini benimseyen bir siyasi partiyiz. Bu savaşın ülkemize ciddi mali etkileri olabilir. Çünkü Rusya’dan gelecek turistler sıkıntıya girebilir. Türkiye’nin turizm gelirlerinin yaklaşık yüzde 5’ini Ruslar oluşturuyorlar. Tarım ürünlerinin 1.5 milyar civarında bir ihracatımız var. Rusya’yla böyle bir ilişkimiz de var. Geçen yıl ülkemize gelen turistlere baktığımız zaman ilk sırada Ruslar, ikinci sırada Almanlar, üçüncü sırada Ukraynalılar gelmiş. Bu konuda çok dikkatli olmak zorundayız. Bir de Rusya’nın dışarıdan aldığı müteahhitlik hizmetleri var. Bu müteahhitlik işleri dolayısıyla müteahhitlerin çalıştırmakta olduğu işçi var. Bu müteahhitlik hizmetleri yüzde 20 oranlarını bulmuş durumda. Bana göre bu çok ciddi bir rakam. 2021 yılında Rusya’dan 61 milyar metreküp doğalgaz almışız. Bunun yarısı da elektrik tüketiminde kullanılıyor. Bu savaştan en çok etkilenen Rusya, Ukrayna ve Türkiye olacak. İstatistikler böyle söylüyor.
ZAMLAR: ÖZELLEŞTİRMENİN BEDELLERİNİ ÖDÜYORUZ
Elektriğe yapılan zam sonrası insanlar gerçekten perişan. Asgari ücretliler, esnaflar, emekliler gerçekten çok zor günler geçiriyor. 2021 yılı sonu itibariyle sarayın bir yıllık harcamaları tam 7 milyon 870 bin liraya çıkmış. Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz zamları vatandaşları bunaltmış durumda. Bu zamların kesinlikle geri alınması gerekir. Bizim halkımız bunu kaldıramaz. Biz Meclis’te konuyla ilgili bir önerge verdik ama AKP ve MHP reddedildi. Memleket yangın yerine dönmüş. İnsanlar sokaklara çıkmış. Bizim önergemiz AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Şimdi aklımın almadığı bir konu daha var. MTV, KDV, ÖTV, stopaj… Biz zaten her ürün için vergi ödüyoruz. Bunun üstüne bir de MTV, KDV, ÖTV, stopaj nedir yani. Bu devlet eliyle bir soygun. Elektrik ve barajlar uluslararası sermayeye teslim edildi. Sanayiye verilen elektriğe yüzde 125 zam yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan müdahale bile edemiyor. Özelleştirmenin bedellerini ödüyoruz.
Son dönemlerde Sezen Aksu, Osman Kavala, Sedef Kabaş'la ilgili düşüncelerimi paylaşayım. Sedef Kabaş bir televizyon programında kullandığı bir atasözünden dolayı gözaltına alındı. Anayasamız basın ve ifade özgürlüğünü teminat altına almıştır. Eğer şimdi basın ve ifade özgürlüğü anayasal bir haksa Sedef Kabaş'ı gözaltına almak anayasal bir suçtur. Bunu yapanlar ise anayasal suç işlemektedir. Baktığımızda Sezen Aksu'ya şarkı sözlerinden dolayı camiide 'senin dili koparırım' diyen bir Cumhurbaşkanı var. Ben bu yaşıma kadar şarkı söyleyen bir sanatçıya 'senin dilini kopartırım' diyen bir Cumhurbaşkanı görmedim. Dünyada da böyle bir örneği yok. Osman Kavala'ya gelince, Gezi Direnişi'nin tam ortasında biz vardık.Gezi Direnişi'nin ne önünde yer aldık, ne arkasında yer aldık. Ben o zaman DİSK'in genel başkanıydım. On binlerce arkadaşımızla birlikteydik. O dönemlerde mevcut siyasal iktidara karşı toplumsal muhalefetin içinde yer almış gençler, dullar, yetimler, işçiler, işsizler eşitlik ve özgürlük isteyen herkes Taksim'e çıkmak istiyordu. Onlardan biri de Osman Kavala idi. Osman Kavala'nın destek verdiğini, ekonomik anlamda katkı sunduğunu ne duydum ne gördüm. Böyle bir şey duymadım. Avrupa insan Hakları Mahkemesi konuyla ilgili beraat kararı vermesine rağmen burada hala siyasi baskı nedenlerinden dolayı içerde tutulması bana göre Türkiye'nin hukuk skandalıdır. Anayasal suçtur.